İnsan kendi içinde yaşadığı birkaç mağlubiyetten sonra, yenilmezlik belgesini alabilirmiş.
Öyle ya tecrübe denen şey pahalı bir öğretmendir.
Bebekken başlıyor aslında.
Doğar doğmaz annenin göğsüne tutunup emmeyi öğreniyorsun. Sonra el yordamıyla tutmayı bir oyuncağı ve düşe kalka yürümeyi öğreniyorsun.
Önce tutunarak bi’ yerlere, bir insana…Sonra vakti gelince öyle yalnız tek başına..!
Büyüyorsun zamanla, acılara tutunuyor sevinçlere giden yolları arıyorsun.
Güvendiğin dağların üzerine yağan karları temizliyor, kanayan yüreğine kendi elerinle pansuman yapıyorsun.
İmtihanın bazen ağır geliyor, tam pes edecekken içindeki o bilinmez güç her seferinde yolundaki taşları temizleyip devam etmeni tembihliyor.
Pişmanlıkların keşkelerin bazen iyikilerinden fazla görünüyor gözüne.
Ancak yine de yaşadıklarına teşekkür ediyor, herkesi ve en çok da kendini affetmeyi öğreniyorsun.
Mutluluğun birkaç bedel ödemeden gelmeyecegini, insanın “hamdım piştim, yandım” mertebesine ulaşmasının öyle kolay birşey olmadığını anlıyorsun.
Velhâsıl;
Bedelini ödemeden, bakkaldan iki ekmek bile alamıyorsun.
Bedel
Please follow and like us:
Leave a Reply